Uzun yıllardır İstanbul sokaklarında rehberlik yapıyorum. Her gün aynı duraklara uğruyor, aynı anıtları anlatıyor, aynı cümleleri kuruyorum. Ayasofya’nın kubbesi, Topkapı Sarayı’nın avlusu, Sultanahmet Camii’nin çinisi…
Hepsi bildik, hepsi kıymetli ama bir süre sonra fark ettim ki; anlattıklarım hep görünene dairdi. Ve belki de tam bu tekrarların içinde, başka bir hikâyenin kapısı aralandı.
Oysa İstanbul, sadece taşlarda, sütunlarda, belgelerde değil…
Bir sessizlikte, bir gölgede, bir çatlağın içindeki eski nefeste de saklıydı.
Bir gün düşündüm: Acaba bu şehrin hikâyelerini insanlar değil de hayvanlar anlatsa nasıl olurdu?
İşte AlekMisiRubi.com böyle doğdu.
Alek, Misi ve Rubi ile Tanışın!

Burada üç farklı ses konuşur:
Alek, gökyüzünden bakan bilge bir martıdır — zamanı yukarıdan seyreder.
Misi, sokakların ruhunu duyan sezgisel bir kedidir — kaybolan şeylerin kokusunu taşır.
Rubi ise duvarların ardındaki sırları fısıldayan zeki bir faredir.
Onlar, İstanbul’un üç ayrı yüzünü temsil ederler:
Gökyüzü, sokaklar ve duvar araları.
AlekMisiRubi.com, bu üç karakterin gözünden İstanbul’u anlatan masalsı bir evrendir.
Bazen hüzünlü, bazen umut dolu; ama her zaman sevgiyle yazılmış hikâyelerden oluşur.
Görsellerimizde Alek, Misi ve Rubi’nin ruhunu yansıtan illüstrasyonlar yer alır.
Her çizim, onların kalbinden süzülmüş bir sahneyi taşır — kimi zaman bir sabah ışığını, kimi zaman bir sessiz dua anını.
Hoş geldiniz — şimdi hikâyeyi onların gözünden dinleme zamanı.
Alek, Misi ve Rubi’yi yeni masallar ve sahne arkası hikâyelerle tanımak ister misiniz?
Bizi Instagram’da takip edin:
@alekmisirubi